İSTANBUL'DA GEZİLECEK GÖRÜLECEK OKADAR YER VARKİ OTYRDUĞUMUZ SEMTİ GEZMEKTEN ACİZ BİZLERE İSTANBUL'LU DEMEK NE KADAR DOĞRU TARTIŞILIR.
TOPKAPI SARAYI
Topkapı Sarayı’nın adresi : Sultanahmet, Eminönü
TOPKAPI SARAYI
İstanbul‘u ziyaret edip de bu tarihi mekana gitmemezlik etmezsiziniz sanırız. Fatih Sultan Mehmed tarafından 1478’de yaptırılan Topkapı Sarayı içersinde bir çok padişah ve devlet adamının hatıraları yer alıyor. Topkapı Sarayı‘nı gezereken her bölümde bu tarihi havayı soluyacağınıza ve o günlere geri döneceğinize emin olabilirsiniz. Eğer İstanbul‘da yaşıyor ve henüz Topkapı Sarayı‘nı gezmemiş iseniz, işte size gidilecek bir tarihi mekan daha çıktı diyebiliriz.
1478 yılında Fatih Sultan Mehmet’in inşaa ettirdiği Topkapı Sarayı‘nın tamamlanması 12 yıl sürmüştür, 380 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi olarak kullanılmıştır daha sonra padişahların Dolmabahçe, Yıldız gibi saraylara taşınmasıyla birlikte içerisinde Osmanlı Devleti’ne bağlı çeşitli görevliler yaşamaya başlamıştır, Saray boşaltıldıktan sonra dahi önemini kaybetmemiştir padişah ve ailesi her yıl Ramazan Ayı’nda sarayın Mukaddes Emanetler bölümünü ziyaret etmiştir bu yüzden sarayın bu kısmı her yıl özenle onarılmıştır. Saray ilk defa Sultan Abdülmecit zamanında bir yabancıya açılmıştır, döneminin İngiliz elçisine Topkapı Sarayı Hazinesi‘nde bulunan eşyalar sergilenmiştir, Sultan Abdülaziz döneminde camekan vitrinlere alınan eski eserleri yabancıların ziyaretine sunmak gelenek haline gelmiştir.
3 Nisan 1924 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile İstanbul Âsâr-ı Atika Müzeleri Müdürlüğü’ne bağlanan Topkapı Sarayı önce onarıma alınmış daha sonra 9 Ekim 1924 tarihinde müze olarak ziyaretçilere açılmıştır. Topkapı Sarayı 700.000 m2′lik bir alanı kaplamaktaydı. Burada 10 cami, 3 namazgâh, 8 koğuş binası, 14 hamam, 2 hastane, 2 eczane, 5 okul, 12 kütüphane, 7 hazine dairesi, 6 kule, 22 çeşme, 11 kuyu, 2 sarnıç, 6 havuz, 2 su terazisi, 1 asma bahçe, 20 kubbeli mutfak, 348 oda ve salon ile Sarayburnu’nda yazlık köşkler bulunmaktaydı.
Günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi Salı günü hariç tüm günler saat 9.00 – 17.00 arası ziyaretçilere açıktır, Dini ve Resmi bayram günlerinde Müze saat 13.00′dan itibaren ziyaretçilere açılır.Müzeyi ziyaret etmek isteyen kişiler biletleri yanlızca Müze’nin avlusundaki gişeden 20 YTL karşılığında alabilirler, Harem’i ziyaret etmek içinse ayrıca Harem önündeki gişeden 15 YTL karşılığında bilet satın almak gerekiyor
DOLMABAHÇE SARAYI
DOLMA BAHÇE SARAYI
Dolmabahçe Sarayı, Karaköy’den Sarıyer’e uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümündedir. Dolmabahçe Sarayı, Beşiktaş ve Kabataş vapur iskelelerine yürüme mesafesindedir. Taksim Meydanı’ndan yaklaşık
Toplu taşıma ile Beşiktaş yönünden Eminönü ve Taksim yönüne devam eden otobüsleri veya dolmuşları kullanabilirsiniz. Eminönü yönünden gelirken de Kabataş durağında inmelisiniz.
Dolmabahçe Sarayı, Beşiktaş’tan Taksim’e giden yolda Beşiktaş İnönü Stadyumu’nın karşısındaki sahil tarafındadır. Taksim tarafından gelirken ise, Gümüşsuyu Caddesi’nin bitimindeki trafik ışıklarına geldiğinizde Dolma Bahçe Sarayını göreceksiniz
Miniatürk Türkiye'yi buraya sığdırdılar
Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan Miniaturk, toplam
PANORAMİK MÜZE
360 Derece Panoramik Müze
Yine İstanbul'da farklı bir hafta sonu etkinliği olarak Topkapı'da açılan Panoramik Müze'yi gezebilirsiniz. 360 Derece Panoramik Müze İstanbul'un Fethinin en çetin geçtiği Topkapı'da bulunuyor. Panoramik Müze'de 1453'teki fetih ile ilgili yolculuğa çıkabilirsiniz
Turkuazoo'da balıkları ve balık adamları izleyin
İstanbul Esenler'de açılan Forum İstanbul Alışveriş Merkezi bu yıl içinde açtığı Turkuazoo ile oldukça ilgi çekti. Turkuazoo Türkiye'nin ilk akvaryumu olma özelliğini taşıyor. Forum İstanbul da ayrıca Avrupa'nın en büyük alışveriş merkezi...
Sıcak iklimdeki ilk buz müzesi
Forum İstanbul'da yapabileceğiniz bir diğer aktivite de Türkiye'nin ilk buz müzesini zyaret etmek. Soğuk iklime bağlı kalmayacak şekilde özel bir soğutma sistemi ile inşa edilen, yıl boyu açık kalmak üzere planlanan proje dünyada bir ilk olma özelliği de taşıyor
Balat'ta Saltanat Kayığı
İstanbul'un en eski semtlerinden birisi olan Balat'da Saltanat Kayığı'na binebilir, Zeyrek Bölgesini ve Bulgar Kilisesini görebilirsiniz.
KIZ KULESİ
KIZ KULESİ
İstanbul‘un ve Üsküdar’ın sembolü haline gelen Kız Kulesi; yalnızlığın, aşkın ve ulaşılmazlığın da sembolü olmuştur. Kule için onlarca şiir yazılmış, yüzlerce resim yapılmış ve binlerce fotoğraf çekilmiştir. Alımlı, sevdalı ve denizin ortasında bir başına ve yapayalnızdır. Kız Kulesi, Asya ile Avrupa’nın keşiştiği bir noktada yer alır. İstanbul Boğazı’nın Marmara Denizi’ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır. Boğazın ortasına bir taş tümseğe oturtulmuş bir kuledir. İki kıta arasındaki konumu sebebiyle dünyada eşi benzeri olmayan yapılar konumundadır.
Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir. M.Ö. 2475 yıllarına kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahip olan kule, Karadeniz’in Marmara ile kucaklaştığı yerde minicik bir ada üzerinde kurulmuştur. Tarihi yarımadayi Üsküdar kıyılarından seyretmeyi sevenler, İstanbul panoramasının Kız Kulesi’yle nasıl bir renk ve canlılık kazandığını bilirler. Tarihin eski dönemlerinden beri bilinen bir mevki olan Kız Kulesi, sadece estetik zerafetiyle değil, efsaneleri ve anılarıyla da İstanbul’u zenginleştiriyor.
Kız Kulesi 2000 yılında restore edilerek, ziyarteçilerini lezzetli yemekler ve içecekler eşliğinde zaman geçirebileceği bir mekân haline dönüştürülmüştür. Kız Kulesin’de; kahvaltı, Fast Food tarzı yiyeceklerin yanı sıra asma katta belirli saatlerde yemek servisi alabiliyorsunuz. Kız Kulesi’ne ulaşım Salacak ve Ortaköy’den sandallarla yapılmaktadır.
Fiyat ve rezarvasyon gibi detayları http://www.kizkulesi.com.tr adresindeki telefonlardan ulaşabilirsiniz.
Kız Kulesi’nin tarihi:
Kurulduğu yıllarda yani M.Ö. 341 yılında anıt mezar olarak kullanılan Kız Kulesi M.Ö. 410 yılında boğazın girişini kontrol etmek amacıyla kullanılmaya başlandı, Sarayburnu’ndan getirilen zincirler kuleye ve boğazın girişine bağlanarak gerdirildi böylece boğazdaki giriş ve çıkışlar kontrol altında tutulmaya başlandı. M.S. 1100 yıllarında inşa edilen kule kısmı İstanbul’un fethine kadar boğazı savunacak bir kule olarak kullanıldı adı o zamanlar Arcla idi.
İstanbul’un fethinin ardından gösteriş amaçlı kullanılan kuleye deniz feneri ilave edildi gemilere yol gösterme amaçlı kullanılmaya başlandı, ancak 1719 yılında deniz feneri kısmında çıkan yangın Kız Kulesi’ne zarar verdi. Zamanının Başmimarı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından onarılan kuleye camdan bir köşk ve kurşundan bir kubbe ilave edildi.Osmanlı Devleti’nin çöküş döneminde yeniden kale olarak kullanmasından önce hastane olarak kullanılan Kız Kulesi savaştan sonra 1959 yılına kadar radyo istasyonu olarak kullanıldı, 1982 yılında Türkiye Denizcilik İşletmesi tarafından devir alınan Kız Kulesi şimdilerde restoran olarak kullanılıyor.
Kız Kulesi Efsaneleri:
Kız Kulesi‘ne dair efsanelerden en eskisi ve en bilineni Atina kralı Hares’in kızını korumak için kuleyi inşa ettirmesi ve kızını oraya yerleştirmesidir efsanenin tamamı şu şekilde gelişiyor; İstanbul‘un Atina hükümdarlığı altında olduğu dönemde rahiplerden bir tanesi eşini henüz yeni kaybetmiş olan kral Hares’in yanına gelecek ” Kızınız bir yılan tarafından sokularak öldürülecek” der, bunun üzerine kral Hares denizin ortasına Kız Kulesi‘ni işna ettirir ve kızını bu kuleye yerleştirir, farklı efsanelerde farklı şekillerde Kız Kulesine gönderilen bir sepetten çıkan yılan prensesi sokarak öldürür, bu efsanalerden en yaygını prensese gönderilen bir üzüm sepetinden çıkan yılandır..
Ağva'da nehir gezintisi
Ağva, iki yanında akan Göksu ve Yeşilçay nehirleri, yan cephesindeki hiç kirlenmemiş denizi ve yeşilliğiyle tam bir doğa harikası. İstanbul’a
İSTANBUL MANZARASI
Dünya’nın hiçbir ülkesinde bu kadar manzara terası yok. Dünyanın bir çok ülkesinde, çok az manzara terası bulursunuz. İstanbul bu bakımdan hayli zengindir. Her anı sürprizlerle dolu bir şehirdir. Birçok yerinde, İstanbul’u görmemizi sağlayan manzara teraslarını görmek, sürprizlerin en güzelidir.
Hangi noktasından bakılsa ayrı bir güzelliğin doyumsuzca izlendiği manzara noktaları, binlerce yıldır İstanbul’da yaşayanlara tarifsiz heyecanlar yaşatıyor. Bu şehrin manzara balkonlarından bakan her fani, sabahları cilvebaz; gündüzleri şivekâr, akşamüstü hüzünbaz; geceleri efsunlu bir güzel görüyor karşısında.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.’nin hemşehrileri ile buluşturduğu “İstanbul’un Manzara Terasları” adlı eser, yedi tepeli kentin dokuz farklı manzara terasını okurların dikkatine sunuyor. Kültür Yayınları Serisi’nin IX. kitabı olarak yayımlanan bu nadide eserde, şehrin eski seyir mekânlarına ise gravür ve tablolar şeklinde yer verilmiş.
Manzara noktalarının oranı %95’lere kadar varabilen güzel İstanbul’umuzun Üsküdar, Tophane, Cihangir, Sultanahmet, Anadolu Feneri, Emirgân gibi önemli noktalarına ait muhteşem görsellerin yer aldığı kitap, Orhan Erdener’in yoğun emeği sonucunda ortaya çıkmış.
Kültür A.Ş. Genel Müdürü ve eserin Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Bayhan tarafından kaleme alınan sunuş yazısında ise eser hakkındaki düşünceler şu güzel ifadelerle dile getirilmiş; “İstanbul’un her kuytusunda, içinden çıkmamacasına dolaşan ve yaşayan bizler için, her ayrılık bir gurbettir. Ama her maşuk gibi bir gün, şehre uzaktan bakmak, gurbeti ve hasreti duyumsamak isteriz. Gözden ayırmadan gönülden düşürmeden, uzak/yakın bir noktadan İstanbul’a bakmanın telaşını yaşarız. Aradığımız neyse, bizi bekleyen de odur” sözünün rehberliğinde, İstanbul’u İstanbul’da aramaya ve bulmaya adadığımız bu kitabın gözlerimize fer, yazacaklarımıza ilham olması temennisiyle…”
“İstanbul’un Manzara Terasları” kitabı, İstanbul’un gözlere ve gönüllere ziyafet olan o dillere destan güzelliğini, Sayın Orhan Erdenen’in titiz çalışması sayesinde sizlerle buluşturuyor.
Belgrad Ormanı
stanbul'un kuzeyinde, İstanbul Boğazı'nın batısında bulunan ormanlık bölge. Sarıyer- bahçeköy sınırlar içinde bulunan ve mesire amaçlı kullanılan bölge Karadeniz kıyılarına
Polonezköy
Bir taşra atmosferinde yemek yemek, trafik kargaşasından uzak bir yürüyüş yapmak istiyorsanız, İstanbul Beykoz ilçesinin bu şirin beldesi Polonezköy'de birkaç saat geçirebilirsiniz. İstanbul'un arka bahçesinde doğanın yeşilini korumayı başardığı, insanın gerekli saygıyı gördüğü nadir yerlerden biridir Polonezköy
Fethi Paşa Korusu'nda oksijen depolama
Fethi Paşa Korusu için Boğaz'ın oksijen kaynağı denilebilir. Kuzguncuk Korusu olarakta bilinen Fethi Paşa Korusu İstanbullular’a temiz havada yürüyüş ve koşu alanlarından yararlanıp restoran, kafe ve çay bahçelerinde dinlenerek, kentin gürültülü ortamından uzaklaşma fırsatı sunuyor.
Yıldız Parkı
Beşiktaş'ta bulunan park Yıldız Sarayı ve Çırağan Caddesi arasında yer alıyor
Adalar
Eğer vaktiniz ve imkanınız varsa Adalar'ın havasında, İstanbul'a hem yakın hem uzak huzurlu bir hafta sonu geçirebilirsiniz. Adaların dizilimi sırasıyla şöyle; Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve Büyükada.
Sultanahmet'te köfte
Sultanahmet diyince akla camiiden ve turistlerden sonra gelen ilk şeydir belki de. İstanbul'da yaşayıp ya da Sultanahmet'e gidipte orada köfte yememek İstanbul'lular için kayıptır.
Eminönü'nde çarşı ve balık-ekmek
Eminönü'nde asırlık Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısını gezebilrisiniz. Turistlerin uğrak yerlerinden birisi olan Eminönü'nde alışverişinizi yaptıktan sonra Galata Köprüsü'ne geçerek balık-ekmek yiyebilirsiniz
Moda sahili bir başka
“Kadıköy” denilince akla ilk önce o eşsiz güzelliğiyle sizi çeken Moda Sahili gelir. Geçmişte birçok köşklere ve yalılara ev sahipliği yapmış olan Moda Sahili şimdilerde kıyısını, çay bahçeleri ve apartmanlara bırakmış olsa da çekiciliğinden hiçbir şey eksiltmemiştir.
Ortaköy'de tekne turu
Ortaköy ile artık özdeşleşen bir yemek olan kumpiri banklarda denize nazır yiyebilirsiniz. Ayrıca Ortaköy'deki ufak teknelerle Boğaz turuna çıkarak mini bir tur yapabilirsiniz. Tur fiyatları da son
Rumeli Feneri'nde Karadeniz
Rumeli Feneri Avrupa yakasında İstanbul Boğazı'nın Karadeniz'le birleştiği kuzey ucunda yer alan deniz feneridir. Karşısındaki Anadolu Feneri ile birleştiği çizgi İstanbul Limanı'nın kuzey sınırını oluşturmaktadır. Rumeli Feneri'nde Karadeniz'i izleyebilir, civardaki kafelerde oturabilir ya da Garipçe Köyü'nde oksijen depolayabilirsiniz.